24 Şubat 2013 Pazar
Nil Erkoçlar cinsiyetini değiştirip "erkek" oldu !
Cinsiyet değiştirdiği yönündeki iddialar ile gündeme gelen oyuncu Nil Erkoçlar, yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman'a anlattı.
Ameliyatla göğüslerini aldıran Erkoçlar, adını da Rüzgar olarak değiştirdi. Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan Erkoçlar, kendisindeki değişimi 5-6 yaşlarındayken fark ettiğini belirtti. Bu zamana kadar hiçbir erkekle birlikte olmadığını ifade eden ünlü oyuncu, bacağından kemik aldırarak penis yaptırdığını söyledi.
Röpörtajtan bi kesit ;
Erkek olan Nil Erkoçlar için destek mesajları geliyor !
Ameliyatla göğüslerini aldıran Erkoçlar, adını da Rüzgar olarak değiştirdi. Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan Erkoçlar, kendisindeki değişimi 5-6 yaşlarındayken fark ettiğini belirtti. Bu zamana kadar hiçbir erkekle birlikte olmadığını ifade eden ünlü oyuncu, bacağından kemik aldırarak penis yaptırdığını söyledi.
Röpörtajtan bi kesit ;
Farklı olduğunu hissettiğinde kaç yaşındaydın?
- 5 ya da 6...
Neydi peki farklılık?
- Görüntüm kızdı ama diğer kız çocukları gibi değildim. Barbie'lerle, bebeklerle oynamıyordum. Aklım fikrim erkek oyunlarındaydı. Evcilik oynanacaksa da ben mutlaka baba olacaktım. Sonra futbol oynamayı seviyordum. İyi de oynuyordum. Mahallede takıldığım çocukların hepsi erkekti. Farklıydım işte. Tam adını koyamıyorsun ama içinde hissediyorsun. 14'üme geldiğimde anladım ki, ben kız filan değilim, basbayağı erkeğim.
İÇİMDE BİR SAVAŞ VARDI
Küçüklüğünde etek, elbise giydirilince rahatsız oluyor muydun?
- Hem de nasıl. 10 yaşında filandım, bir çocuk markasının erkek reyonundan şort veya tişört aldı annem, daha doğrusu ben seçtim, o da itiraz etmedi. Dünyalar benim oldu! İçinde kendimi en rahat hissettiğim giysilerimdi. Saçlarımı, Amerikan tıraşı kestirince de kendimi çok beğenmiştim. O halimle bir akrabamızın düğününde kızlar tuvaletine girecektim, orada çalışan biri, "Oraya giremezsin! Erkeklere girmen gerekiyor" demişti de ne kadar mutlu olmuştum. İçimde bitmeyen bir savaş vardı, ruhumla bedenim arasında...
ERKEKLER SÜREKLİ BERABER OLMAK İSTEDİ
Peki regl olduğunda ne hissettin?
- Çok geç regl oldum. Lise sondum. Zaten kız bedenimdeki her şey çok geç gelişti. Memelerim de geç çıktı.
Peki bu kadar güzel bir kadına asılmıyor muydu adamlar?
- İşte esas sorun oydu. Erkekler sürekli laf atıyor, beraber olmak istiyor, anlatamıyorsun. Hep susmak zorunda kalıyorsun. Her şeyi kendi içimde yaşadım. Ben kadın bedeniyle oyunculuk yaptığım dönemde, bir görüşmeye gideceğim zaman, o dişi kıyafetleri giymeden banyoda ağlardım. Çok zordu. Parlatıcı sürmek bile işkence gibi geliyordu bana. Kadınların hoşuna gider güzelleşmek, süslenmek, makyaj yapmak ama ben kadın değilim ki, nefret ediyordum. Hele topuklu ayakkabı giymek... Şu an o kadar rahatım, özgürüm ki, oynamama gerek yok, kendimim. Senelerce oynadım. Tamam dizilerde oyuncuydum ama onun dışında kendi gerçek hayatımda da oynuyordum Nil diye bir kadını. Sadece kamera önünde değil yani. Sete gittiğimde de bir kadın gibi davranmam gerekiyordu, el hareketlerimden mimiklerime kadar, oysa içimde fırtınalar kopuyordu...
PENİS YAPILDI
Göğüslerin kesildi mi?
- Evet.
Penis mi yapıldı?
- Evet. Bacağımdan kemik alındı, üzerine bir de kas dokusu eklendi.
Hormon almak nasıl etkiliyor insanı?
- Sinirli oluyorsun. Yavaş yavaş kafa yapının da değiştiğini görüyorsun. Şu an daha iyiyim. Daha alışmış durumdayım. Ama cinsiyet değiştirme operasyonu ve süreci gerçekten zor ve eziyetli. Kimse bunu spor olsun diye, zevk olsun diye yapmak istemez. Katlanması kolay bir şey değil. Buna katlanıyorsan demek ki ortada 26 yıldır süren bir zorunluluk hali var.
YA BU BEDEN BİTECEKTİ YA BEN
Peki adamlar memene bakıyorlar, popona bakıyorlar, yatağa atmak istiyorlar...
- Kusacak hale geldim. Bir yere kadar ruhun dayanıyor sonra mümkün olamıyor. Artık ben bu bedenle devam edemeyeceğimi anladım. Ya bu beden bitecekti ya da ben...
KADINLARLA BERABER OLDUM
Gizli bir hayatın var mıydı?
- Ben hayatım boyuncu hiçbir erkekle birlikte olmadım, sevişmedim. Hiç erkek sevgilim olmadı. Hoşlanan insanlar oldu ama cinsel olarak hiçbir erkekle olmadım. Hep kadınlarla birlikte oldum. Ama bunu saklamak durumundaydım. Bir dizi yemeği oluyor mesela, "Erkek arkadaşın gelmiyor mu?" Hani "sevgilim sevgilim" diye lafını ediyorum ya, "Nerede sevgilin?" diyorlar, "Niye getirmedin" diyorlar, her defasında bir başka yalan söylemek zorunda kalıyordum.
Erkek olan Nil Erkoçlar için destek mesajları geliyor !
erol köse @drerolkose
Arkadaslar #nilerkoçlar oyuncu diye haberdir ama lutfen makara yapmayin ,zaten Adli Tip ve mahkeme testler vs ile cinsiyet degisebiliyor!
Ezgi Mola
Helal Olsun Rüzgar. 'Benim hayatım, benim seçimim, benim cinsel organım. Kimseyi ilgilendirmez. Kimseye laf düşmez. Böyle düşünüyorum.' demiş
berna lacin @bernalacin35
Kizimi oynamisti Nil ,artik adı Rüzgar..
F ♥ C For a Lifetime @MiSzFunda
vaybeee Nil olarak beğendigim oyuncu meğersem erkek miş 😳 kendisini destekliyorum ! kendi bedeni ! kendi hayatı ! sonunda özgür oldu :))
adaa @nilada
Nil'in,Rüzgar Erkoçlar olmasından,bana ne,sana ne,size ne? Bundan sonra çok rahat çok güzel yaşasın
İmamınGülüツ @Ladyimam
Rüzgarı, Nil Alkoçlar olarak biliyorken nasıl saygı duyuyorsanız Şimdi Özü ve Hissettiği gibi karşınıza çıkınca daha da saygı duymalısınız.
23 Şubat 2013 Cumartesi
20 Şubat 2013 Çarşamba
Batı Karadeniz Gezisinden Akılda Kalanlar
Batı Karadeniz Gezisinden
Akılda Kalanlar
Nihat Hoca, aylar önce okulun bu
sene Batı Karadeniz gezisi düzenleyeceğinden bahsettiğinde açıkçası pek
sevinmedim. Bilirsiniz bizim yaşıtlarımız genelde Ege olsun, Akdeniz olsun
derler. Karadeniz ikinci planda kalır. Ayrıca ben Safranboluluyum – baba
tarafından Safranboluluyum yani orada doğmadım -. Gezi rotasında olan yerlere
sayamayacağım kadar çok gitmişimdir çocukluğumdan beri. Gezdiğim, gördüğüm
yerleri tekrar gezmek istemedim ve geziye gitmeyi uzunca bi süre düşünmedim.
Derkeen geziye 3 hafta kala
değerli öğretmenlerim ve sevgili arkadaşlarımın büyük ikna çabaları ve
ısrarlarıyla gidecekler listesine adımı yazdırdım. Çok gönülsüzdüm başlarda
nedeni gitmek istemeyişim değil fiziğimin 1 oluşuydu ve karneme 1 düşecekti.
Geziye gitmeyi hak etmediğimi düşündüm ve tüm geziyi fizik notumu ve karne
günümü düşünerek geçirdim J .
Gezi günü geldi çattı. Günlerden
Cuma… Hepimizin çantaları hazırdı tamamen yolculuğa hazırdık. Belirlenen
buluşma yerlerinden otobüse bindik ve 3 gün 2 gece süren uzun yolculuğumuz
başlamış oldu…
Geceyi otobüste çeşitli kağıt
oyunları oynayarak, Özgür arkadaşımızdan çeşitli hikayeler dinleyerek ve
muavinimiz Aşır Abi ile tartışarak geçirdik –kulakları çınlasın -. Bizim
oturduğumuz yer en arkaydı, Mervecimle çok güzel bir yolculuk geçirdik. İlk
durağımız Kastamonu Ilgaz’dı. Otobüsümüz bizi dağın tepesine yakın bi yere
kadar çıkardı. Tepeye tırmanarak ulaştık. Manzara mükemmeldi. Biz tepeye
tırmanırken aşağıda sabah kahvaltımız hazırlanıyordu.
Aşağıya indiğimizde hepimize
içinde kahvaltılarımızın bulunduğu paketler dağıtıldı. İçinde poğaça, meyve
suyu ve muz vardı. Açıkçası hiç doyurucu olmadı, o gün yemeğe kadar önceden
aldığımız ıvır zıvırları yedik.
Ilgaz’dan sonra Kastamonu Merkeze
doğru yola çıktık. Nihayetinde şehir merkezine geldiğimizde rehber bizi
meydanda bıraktı ve 3 saat serbest süremiz olduğunu söyledi. Herkes birbirine
bakıyor. Çoğu kişi ilk defa geldiği bu şehirde gezecek bi yer bilmiyor ne yapılır nerelere gidilir
bilmiyor. Ben desen Kastamonu Kalesi’ne nerden nasıl gidilir onu hatırlamaya
çalışıyorum. Neyse o gün orda herkes gruplar halinde dağıldı ve denk geldiği
yerleri gezdi. Tabiri caizse başıboş bir şekilde Kastamonu gezildi.
Gidebilenler kaleye gitti. Kendi imkânlarımızla bi restorant bulup meşhur
Kastamonu pidesinden yedik. Kastamonu gibi bir yer için çok zaman kaybettik
orada. Rehber doğru dürüst bizimle ilgilenmedi.
Kastamonu’dan çıktıktan sonra Doğruca Safranbolu’ya gittik. Yaklaşık 2
saatlik yolculuk boyunca bazı arkadaşlarım ve ben yolculuğu, sıcağın verdiği
yorgunlukla beraber uyuyarak geçirdik. Kalktığımda dizlerimi kımıldatamıyordum
çünkü uyumadan önce türlü türlü pozisyonlara girip en sonunda dizlerimi koltuk
arkasındaki masaya koyup uyumuştum. Üstteki klimadan gelen soğuk olduğu gibi
dizlerime vurmuştu. Gün boyunca yürümekte zorluk çektim J
Safranbolu’ya gelince hemen
konağa gittik.Safranbolu’da Cinoğlu adlı konakta konakladık. (Konağın
sahiplerinin uzaktan akrabamız olduğunu Konya’ya dönünce geziyi babama
anlattığım zaman öğrendim.) gider gitmez yemek yedik. Uzun zaman aç kalıp ilk defa
yemek bulmuş gibi yedik ya da yedim kendi adıma konuşayım çok acıkmıştım/tık.
Akşam arkadaşlarla konaktan çıkıp dışarıya açıldık. Odalara gittiğimizde saat
1’di. O gece deliksiz uyudum. Sabah erkenden kalkıp kahvaltı yaptık. Sonra
Amasra’ya doğru yola koyulduk.
Bana göre
gezide en çok gezilmesi gereken Safranbolu’ya çok az zaman ayrıldı ve gezilmesi
gereken asıl yerler gezilmedi.
Amasra gezi
boyunca en çok eğlendiğimiz yerdi. Bence nedeni Amasra’nın bi sahil şehri
olması.
Bazı arkadaşlarımızın denize girmesi, yediğimiz balık
ekmekler, çamların ağaçların yeşili ve gökyüzüyle denizin maviliğiyle Amasra
herkesin ilgisini çekti.
Son
durağımız Bolu’ydu. Abant ve Gölcük’de gördüğümüz manzaralar karşısında adeta
büyülendik.
Abant’daki göl manzarası, “o ev” mükemmeldi. Yağmur altında
yürüdüğümüz anlar, otobüste yediğimiz köfte ekmekler her şeye bedeldi.
Bolu’da
kaldığımız otelde çok çok fazla güzel anılarımız oldu. Koskoca otelde sadece
bizim grup vardı. Oyun odasında saat akşam 8-9 dan sabah 5-6 ya kadar bilardo,
tavla, tabu, okey, pişti oynayarak geçirdik. Gözlerimiz uykudan açılmıyordu ama
arkadaşlarımızla olan eğlenceyi bırakıp uyumaya gitmedik.
Yaptığımız her şeyde beraberdik, otelde saklanbaç oynamak,
odalarımızdaki telefonlarla diğer odaları aramak, gece yarısı birbirimize korku
hikayeleri anlatmak…
Bolu’dan
ayrılmayı hiç birimiz istemedik. Konya’ya dönüş yolumuz harikaydı. Nihat
hocamız bi sürpriz yaparak gece telefonla bizi aradı ve otobüste hep beraber
onunla konuştuk. Bu geziyi düzünlediği için teşekkür ettik.
Son olarak
gezi boyunca unutamadığım şeylerden bahsetmek ve bi kaç yere teşekkür etmek
istiyorum.
Kastamonu’da başıboş olarak
dolaşmamızı, Safranbolu gecelerinde o serinlikte arkadaşlarımla olduğum
zamanları, Sait hocamızın oğlu Mehmet Hür’ün şirinliklerini, bütün
eziyetlerimize katlanan muavinimiz Aşır Abi ve şöforleri , Aşır Abi’yle
oynadığımız ilginç bi o kadar da korkunç oyunları, Aşır Abi’nin bana taktığı
“Safranbolulu Cadı” lakabını, pek bi işe yaramasa da sevgili rehberimizi –adı
neydi hatırlamıyorum- , Abant’ta uyuyakalan arkadaşları, tutulan dizlerimi,
Amasra’da Karadeniz’in soğuk sularına giren arkadaşlarımızı unutamadım.
Başta okul müdürümüz İsa Arı’ya,
her şeyde emeği olan -her ne kadar geziye gelmese de- Nihat Şengül hocamıza , Cinoğlu Konak ve
Yurdaer Otel görevlilerine teşekkür ediyorum.
18 Şubat 2013 Pazartesi
10 Dakika Molaaa - Şarkılar Seni Söyler (Müzeyyen Senar)
Okulumdan istenen gezi yazısını yazıyorum bi yandan da bunu dinliyorum bi yandan da kahve içiyorum bi de midem bulanıyor. Kussam kusacağım yeri beğenmem :o
10 Şubat 2013 Pazar
Have you met "The Carrie Diaries" ? / The Carrie Diaries'le tanıştınız mı ?
Sex and the City’den önceki Carrie ile tanışın. Modaya ve ilişkilere bakışımızı değiştiren Sex and the City’yi bilmeyen yoktur. 30’larındaki Carrie Bradshaw, mutluluğu arıyordu. Peki genç Carrie’nin hayatı nasıldı? Gossip Girl ve The O.C.’nin yapımcısı Josh Schwartz’ın yeni gençlik dizisi, 80’lerin retro kıyafetleriyle sizi büyüleyecek.
90’ların sonunda hayatındaki en önemli şey; dostları, ilişkileri ve Manhattan’dı. Peki bu üçüyle de tanışmadan önceki Carrie Bradshaw nasıl biriydi sizce? The Carrie Diaries işte bu sorunun cevabını arıyor. Yıl 1984. 16 yaşındaki Carrie, liseden sonra kendisini nasıl bir geleceğin beklediğini merak ediyor. Ailevi meseleler bir yandan, lise aşkları diğer yandan sıkıştırıyor. Hayat önünde yeni kapılar açmak üzere. Tek yapması gereken hayallerinin şehri New York’tan içeri adım atmak. Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Diziyi izlemek için tıklayın/ Click for watch this series
Kaynak: cnbce.tv
8 Şubat 2013 Cuma
The Vampire Diaries 4x14 "Down The Rabbit Hole" Spoilers
Click for Trailer/ Fragman için tıklayın
-On the island, Damon has an ugly run-in with a Hunter named Vaughn, and realizes he's one of The Five.
-Stefan confesses his true feelings about the possibility of becoming human again to Elena.
-When a stunning new piece of information about the cure is suddenly revealed, it changes the stakes for everyone.
-Jeremy helps Bonnie recognize what is real and what is an illusion, and Shane is comforted by a woman from his past, Caitlin.
-Back in Mystic Falls, Caroline and Tyler find that their attempt to translate the code on the Hunter’s Sword is futile without help from Klaus, who has his own reasons for solving the puzzle
-On the island, Damon has an ugly run-in with a Hunter named Vaughn, and realizes he's one of The Five.
-Stefan confesses his true feelings about the possibility of becoming human again to Elena.
-When a stunning new piece of information about the cure is suddenly revealed, it changes the stakes for everyone.
-Jeremy helps Bonnie recognize what is real and what is an illusion, and Shane is comforted by a woman from his past, Caitlin.
-Back in Mystic Falls, Caroline and Tyler find that their attempt to translate the code on the Hunter’s Sword is futile without help from Klaus, who has his own reasons for solving the puzzle
The Vampire Diaries 4x13 Into the Wild için Yorumlarım
Bölüm Shane'in 1 yıl önceki haliyle başlıyor ve şu an ki halleriyle devam ediyor. Geldikleri ada Nova Scotia anakarasının 350 km ötesinde.
Bölümde Klaroline vardı ama bence çok da güzel değildi.Sadece Klaus'un Caroline'ı iyileştirdiği yerdeki konuşmalar güzeldi.Çoğunlukla Caroline Klaus'u aşağıladı :(
Damon Shane'i öldürecekken Elena'nın gelip Damon'u götürdüğü sahne güzeldi.
Your boyfriend is a maniac Elena :P
1- Shane annem karını ve çocuğunu geri getirmek istiyosun anladık da o kadar vampirin -bi tanesi de köken :o- içinde hiç güvende değilsin. Eğer kendi cadın olmasaydı Bonnie ve Jeremy'i kaçıramazdın ya neyse. Bu sinsiliklerinden dolayı gözümden düştün ayıp yahu.
2- Rebekah <3 Mutlu olmayı hakediyorsun ama çok çirkefsin be. Stefan'da aradığın mutluluğu bulamayacaksın. O Elena'ya aiiiit. Abini de al git kızım.
3- Stefan bebeğim deşici olduğun günleri özledik be. Bölümde çok pasif kaldın diğerlerine göre. Yakıştı mı sana ? Şu an için radarlarım dışındasın.
4- Damon. Her bölümde biri Damon'un boynunu kırmak zorunda mı ? Her ne kadar vampir olsa da ona da yazık. Tedaviyi alsan noluyo yani? Noluyo? Damon'da saçmaladı yani.Elena'yla ölene kadar beraber olabilir.Ama o sonsuza kadar yaşamayı seçti. Bence tedaviyi almalı.Stefan'dan örnek al biraz. Olmuyor Julie olmuyoor.
5- Tyler canım melezim <3 Siz bu Caroline ile mutlu olamayacak mısınız hiç ? Ayrıca sana yalvarmak hiç yakışmıyorr.
6- Klaus , abi kardeşini de al git be. İkiniz de hiç çekilmiyorsunuz. Özellikle Rebekah. Tyler da kendince haklı ama az daha Caroline ölüyordu. Klaroline sahnesi çok duygusaldı. Emotion pointslerim goes to you :D
Şimdi kim ölecek? Kol öldü, Jenna öldü,Alaric öldü.Şimdi sıra kimde? Damon'da mı?
Bölümde Klaroline vardı ama bence çok da güzel değildi.Sadece Klaus'un Caroline'ı iyileştirdiği yerdeki konuşmalar güzeldi.Çoğunlukla Caroline Klaus'u aşağıladı :(
Seninle konuşurken yaktığım kalorilere bile değmezsin.lafı çok ağır oldu.
Damon Shane'i öldürecekken Elena'nın gelip Damon'u götürdüğü sahne güzeldi.
Your boyfriend is a maniac Elena :P
Shane:Telefonlar çekmiyor.
Damon:Bu iyiye işaret.
Elena:Başka kimse birazcık korkmuyor mu?
Rebakah:Korkuyorsan git.Senin dışındaki herkesin burada bulunması en azından gerekli.
Stefan:Lütfen tekrar başlamayın.
Rebekah:Sadece gerçekleri söylüyorum.Jeremy'nin vücudundaki büyü var.Bonnie tedaviyi açacak olan büyücümüz.Shane insan pusulamız.Sen ve ben elimde mezar taşı var, her ne işe yarayacaksa.Elena'nın hiçbir görevi yok.
Damon:Peki ya ben ?
Rebekah:Senin popon güzel.( Ve Damon'ın yüz ifadesi..)
1- Shane annem karını ve çocuğunu geri getirmek istiyosun anladık da o kadar vampirin -bi tanesi de köken :o- içinde hiç güvende değilsin. Eğer kendi cadın olmasaydı Bonnie ve Jeremy'i kaçıramazdın ya neyse. Bu sinsiliklerinden dolayı gözümden düştün ayıp yahu.
2- Rebekah <3 Mutlu olmayı hakediyorsun ama çok çirkefsin be. Stefan'da aradığın mutluluğu bulamayacaksın. O Elena'ya aiiiit. Abini de al git kızım.
3- Stefan bebeğim deşici olduğun günleri özledik be. Bölümde çok pasif kaldın diğerlerine göre. Yakıştı mı sana ? Şu an için radarlarım dışındasın.
4- Damon. Her bölümde biri Damon'un boynunu kırmak zorunda mı ? Her ne kadar vampir olsa da ona da yazık. Tedaviyi alsan noluyo yani? Noluyo? Damon'da saçmaladı yani.Elena'yla ölene kadar beraber olabilir.Ama o sonsuza kadar yaşamayı seçti. Bence tedaviyi almalı.Stefan'dan örnek al biraz. Olmuyor Julie olmuyoor.
5- Tyler canım melezim <3 Siz bu Caroline ile mutlu olamayacak mısınız hiç ? Ayrıca sana yalvarmak hiç yakışmıyorr.
6- Klaus , abi kardeşini de al git be. İkiniz de hiç çekilmiyorsunuz. Özellikle Rebekah. Tyler da kendince haklı ama az daha Caroline ölüyordu. Klaroline sahnesi çok duygusaldı. Emotion pointslerim goes to you :D
Şimdi kim ölecek? Kol öldü, Jenna öldü,Alaric öldü.Şimdi sıra kimde? Damon'da mı?
Australians win annual Empire State Building Run-up
Mark Bourne won for the first time with a time of 10 minutes, 12 seconds to the 86th floor. Fellow Australian Suzy Walsham won the women's division in 12'05'' – the fourth time she's won the race, tying the record for most wins by a woman. Runners from around the world took part in the vertical dash up a total of 1,576 steps, starting at the lobby and finishing at the observation deck.
The Vampire Diaries 4x13 Salaklamam
Buyrun buraya tıklayıp izleyebilirsiniz :))9
Şu an indiriyorum izleyince yorum yapıciyim bölüm hakkında.
Şu an indiriyorum izleyince yorum yapıciyim bölüm hakkında.
7 Şubat 2013 Perşembe
The Vampire Diaries Salaklamam
Şimdi ne yazsam bilemiyorum kankamgiller sıkıldım sıkıntıdan ölüyorum biraz Vempayır Dayris yorumu yapmak istiyorum.
--SIPOYLIRS--
Şu elenaya acayip uyuz oluyorum bu ne ya. Bebek gibi yakınmalar falan. Bir de elenanın ağzının içine bakılıyor. Dünya onun etrafında dönüyor sanki. Sırf bu yüzden diziyi bırakcak raddeye geldim. Tamamen sinir bozucu. Biri su elenaya s*ktiri çeksin artııık.
ARTIK CAROLINE VE TYLER'I DA GÖRMEK İSTİYORUZ.LÜTFEEEN !!
Stefanın insanlığını açmasındaki tek sebep Elenaydı ve artık o yok o yüzden yakında deşiciyi yeniden görürsek şaşırmayalım :/
Önceki bölümlerden birinde bölüm sonunda bişey olmuştu hangi bölüm hatırlayamadım şu an.
Bi adam mezar taşını arıyodu. Sonra kimin onu gönderdiğini söylememek için kendi dilini kopartmıştı. Tahminimce onu gönderen Katherine olabilir. Yani zaten Katerina'yı özledik artık gelse de dizi renklense la.
Şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın #gossipgirl xoxo
--SIPOYLIRS--
“Size şunu söyleyeceğim (bunu daha önce kimseye söylememiştim): Aslında amacımız Klaus’u 3. sezonun sonunda öldürmekti.” diye bize sırrını veriyor Plec. “Biz bu karakteri geçen sene yarattık, ve bizim amacımız bir süre sonra kötüyü yenmek için zorlu bir yıl geçirdik, bunu sonunda kahramanlarımız galip olur ve o daha fazla olmazdı. Ama aktörler (Örneğin Joseph Morgan) oynadığı roller ile belirgin izler bırakmaya başladığı zaman, siz hikayenin biraz gelişmesine ve çevreye sarmasına izin vermek zorundasınız. Biz topluca 3. sezonun ortasında Klaus’un ( Joseph) işinin bitmediğine karar vermiştik. Henüz Köken Aile ile olan işimizi bitirmemiştik çünkü kadroya Rebekah ve Kol’ü ekledik, bu sayede anlatacak birçok hikayemiz var. Bazı zamanlar (bir yazar olarak) bir karakteri öldürürsün çünkü onlarla ne yapacağını bilemezsin. Ve bazen onları öldürürsün çünkü onların ölümleri diğer karakterleri çok güçlü etkileyecektir. Ama eğer çok iyi bir iş çıkaran ve arkasında ton ton hikaye bırakan bir karakteri öldürürsen, hata yaparsın. Biz hikayede biraz geriye dönüş yapmak zorundayız. Kimin Tyler’ın vücuduna takasla, nasıl geldiğini (finalde) öğrenmeliyiz. Peki, biz Klaus’u öldürdük ve sonra tüm bu soruların karşılığı o yok !”Diyor senarist . Söylentilere göre Klaus bu sezon finalinde ölecek. Ama o ölürse onun vampir yaptığı herkes ölecek (bkz: Kol'un vampir yaptıklarının Jeremy onu hançerleyince ölmeleri). Yani şimdi tedaviyi bulup da insan olurlarsa ondan sonra Klaus'u öldürseler belki ölmezler bilmiyorum :o
Şu elenaya acayip uyuz oluyorum bu ne ya. Bebek gibi yakınmalar falan. Bir de elenanın ağzının içine bakılıyor. Dünya onun etrafında dönüyor sanki. Sırf bu yüzden diziyi bırakcak raddeye geldim. Tamamen sinir bozucu. Biri su elenaya s*ktiri çeksin artııık.
ARTIK CAROLINE VE TYLER'I DA GÖRMEK İSTİYORUZ.LÜTFEEEN !!
Stefanın insanlığını açmasındaki tek sebep Elenaydı ve artık o yok o yüzden yakında deşiciyi yeniden görürsek şaşırmayalım :/
Önceki bölümlerden birinde bölüm sonunda bişey olmuştu hangi bölüm hatırlayamadım şu an.
Bi adam mezar taşını arıyodu. Sonra kimin onu gönderdiğini söylememek için kendi dilini kopartmıştı. Tahminimce onu gönderen Katherine olabilir. Yani zaten Katerina'yı özledik artık gelse de dizi renklense la.
Şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın #gossipgirl xoxo
Faruk Eczanesi did you mean "Faruk Kıraathanesi" ?
Daha güzel bir çok espri barındıran CM101MMXI FUNDAMENTALS gösterisinde, her nedense sivrilmiş ve affedersiniz boku çıkarılmış vasat bir espiri.
Video için buraya tıhk
Video için buraya tıhk
Yarın Günlerden "Dı Vempayır Dayriğis"
--SPOILERS-- ÖNCEKİ BÖLÜMLERİ İZLEMEYENLER OKUMASIN --SPOILERS--
1- Öncelikle şunu söylemeliyim ki sanırım hepimizin adına konuşmuş olurum, "Previously on The Vampire Diaries" bölümünün değiştirilmesi hayatımızı daha iyi halde getirdi. Yani ilk sezon Stefan'ın "I know the risk but I have to know her" ünden sıkıldığımız kadar, bu değişime kadar da Stefan, Damon ve Elena'nın "And mine" repliğinden oldukça bunalmıştık. Buradan sevincimizi yolluyoruz yazarlara :D
2- Eğer bölümü Dizimag'den izlediyseniz ölümün başlarında Jeremy'e Damon'a "Siktir git." diyor. Önce Jeremy'i ayakta alkışlıyorum, sonra da salaklığına şaşırıyorum. Bu sıra Jeremy yine asi çocuk modlarında. Hele ki avcı olduğundan bu yana, belirli bir gücü olduğu düşüncesiyle buraların ağası benim moduna geçti. Şimdi Jeremy'ciğim sana benden bir dost tavsiyesi, normal ampirler, köken vampirler, kurt adamlar, melezler ve cadıların dolaştığı küçücük bir kasabada, yeni avcı olmuş bir insanın hiç şansı yok bebeğim şunu bi aklına sok. Ayrıca hatırlatırım yaşça da en küçükleri sensin az saygı göster büyüklerine aaa :D
3- Rebekah'ın, kardeşlerinin kendisini öldürmek istemesine hala şaşırması tam bir saçmalık. Yani hadi ama Rebekah, seni biz bile öldürmek istiyoruz. Ayrıca son hatırladığımda sen de kardeşlerini öldürmek istiyordun. Karşılık vermeleri çok da tuhaf olmasa gerek değil mi? Tedaviyi bulma yarışındaki Team Rebekah'a gelirsek, durdun durdun turnayı gözünden vurdun Rebekah. Yani, şahsen ben Stefan'ın asla sana dönmeyeceğini düşünüyordum ama kendine çekmeyi başardın. Ve tabiki o seksin ardından hiç bir şey olmamış gii devam edebileceğinizi sanmıyorum. İyi şanslar ;)
4- Shane'e karşı ne hissedeceğimi henüz çözemedim. Bir ölüm seviyorum, bir bölüm nefret ediyorum adamdan. Yani biraz kaçığa benziyor ama Mystic Falls'da aklı yerinde olan biri kaldığını sanmıyorum. Adam da tutku var en azından. Doğru olduğuna inandığı şey için savaş veriyor. Gerçi kendini ölenlerin nasılsa geri geleceği konusunda avutması biraz zavallıca ama bu onun seçimi. Şimdilik radarımın dışındasın Shane.
5- Bu bölümde ne Caroline ne de Tyler vardı! Tamam gözlerim Tyler'ı arada diyemem hatta diziden çıksa 2 göbek ile atarım muhtemelen ama Caroline annem nerdesin? Hep ortalığı karıştırıp karıştırıp sıvışıyosun. Stefan'a taşıdığın lafları unutmadık annem sen dön hele bir.
6- Elena gittikçe akıllılaşıyor mu ne? Tamam Kol gibi bir şaheserin ölmesi dünyaya büyük bir kayıp anlamına gelir ama Kol'u öldürme planı gayet akıllıca bir plan.Yani en azından Jeremy'nin masumları öldürmeden dövmesini büyütmek için. Bir diğer taraftan da, köken olması, ve muhtemelen de Klaus'un buna asla izin vermeyeceği gerçeğiyle yüzyüze geldiklerinde kendilerinin de vazgeçeceği bir plan. Ama illa ki önce bir kaç yara almak zorundalar.
7- Matt. Yavrum. Bebeğim. Kasabadaki tek normal kişi. Ne yapıyorsun annem sen ? Kaç git şuralardan. Yerler annem orda seni. Gel sen benim yanıma. Ama yok illa orda kalıcam diyosan da vampirlere dik gitme. Yoksa kelimenin tam anlamıyla yerler seni. İstemiyorsan kimseye de yardım etme. Sonra sonuçları için gidip kimsenin kötülüğünü istemeyen Elena'ya kızıyorsun.
8- Vee sona biricik "kötü adam" ımız Damon'ı bıraktım. Şimdi bu dizide, diğer kararkterler sevdikleri ile ilgili bişey olup da üzüldüğünde kötü davranınca "acısını böyle dışa vuruyor hiç dokunmayalım" oluyor, ama bunu Damon yapınca "Seni kötü pis vampir öl sen!" oluyor. Bu tutum gerçekten çok sinir bozucu. Bu bölümde, Elena ondan durmasını isteyince duracağını düşünmüştüm. Durmasını istemiştim. Ama Julie her zamanki gibi bu kadar fazla mutluluğu biz Delena'cılara çok gördü. Yine de Elena'nın Damon konusundaki bu kendinden emin tavrı, Delena'nın çok yakında olduğunu bize hatırlatıyor. Biz de 4 sezondur yaptığımız gibi anca bekliyoruz.
--ENDING SPOILERS--
Şimdi "Into The Wild" bölümünden sıpoylır vericiğim.
1- Öncelikle şunu söylemeliyim ki sanırım hepimizin adına konuşmuş olurum, "Previously on The Vampire Diaries" bölümünün değiştirilmesi hayatımızı daha iyi halde getirdi. Yani ilk sezon Stefan'ın "I know the risk but I have to know her" ünden sıkıldığımız kadar, bu değişime kadar da Stefan, Damon ve Elena'nın "And mine" repliğinden oldukça bunalmıştık. Buradan sevincimizi yolluyoruz yazarlara :D
2- Eğer bölümü Dizimag'den izlediyseniz ölümün başlarında Jeremy'e Damon'a "Siktir git." diyor. Önce Jeremy'i ayakta alkışlıyorum, sonra da salaklığına şaşırıyorum. Bu sıra Jeremy yine asi çocuk modlarında. Hele ki avcı olduğundan bu yana, belirli bir gücü olduğu düşüncesiyle buraların ağası benim moduna geçti. Şimdi Jeremy'ciğim sana benden bir dost tavsiyesi, normal ampirler, köken vampirler, kurt adamlar, melezler ve cadıların dolaştığı küçücük bir kasabada, yeni avcı olmuş bir insanın hiç şansı yok bebeğim şunu bi aklına sok. Ayrıca hatırlatırım yaşça da en küçükleri sensin az saygı göster büyüklerine aaa :D
3- Rebekah'ın, kardeşlerinin kendisini öldürmek istemesine hala şaşırması tam bir saçmalık. Yani hadi ama Rebekah, seni biz bile öldürmek istiyoruz. Ayrıca son hatırladığımda sen de kardeşlerini öldürmek istiyordun. Karşılık vermeleri çok da tuhaf olmasa gerek değil mi? Tedaviyi bulma yarışındaki Team Rebekah'a gelirsek, durdun durdun turnayı gözünden vurdun Rebekah. Yani, şahsen ben Stefan'ın asla sana dönmeyeceğini düşünüyordum ama kendine çekmeyi başardın. Ve tabiki o seksin ardından hiç bir şey olmamış gii devam edebileceğinizi sanmıyorum. İyi şanslar ;)
4- Shane'e karşı ne hissedeceğimi henüz çözemedim. Bir ölüm seviyorum, bir bölüm nefret ediyorum adamdan. Yani biraz kaçığa benziyor ama Mystic Falls'da aklı yerinde olan biri kaldığını sanmıyorum. Adam da tutku var en azından. Doğru olduğuna inandığı şey için savaş veriyor. Gerçi kendini ölenlerin nasılsa geri geleceği konusunda avutması biraz zavallıca ama bu onun seçimi. Şimdilik radarımın dışındasın Shane.
5- Bu bölümde ne Caroline ne de Tyler vardı! Tamam gözlerim Tyler'ı arada diyemem hatta diziden çıksa 2 göbek ile atarım muhtemelen ama Caroline annem nerdesin? Hep ortalığı karıştırıp karıştırıp sıvışıyosun. Stefan'a taşıdığın lafları unutmadık annem sen dön hele bir.
6- Elena gittikçe akıllılaşıyor mu ne? Tamam Kol gibi bir şaheserin ölmesi dünyaya büyük bir kayıp anlamına gelir ama Kol'u öldürme planı gayet akıllıca bir plan.Yani en azından Jeremy'nin masumları öldürmeden dövmesini büyütmek için. Bir diğer taraftan da, köken olması, ve muhtemelen de Klaus'un buna asla izin vermeyeceği gerçeğiyle yüzyüze geldiklerinde kendilerinin de vazgeçeceği bir plan. Ama illa ki önce bir kaç yara almak zorundalar.
7- Matt. Yavrum. Bebeğim. Kasabadaki tek normal kişi. Ne yapıyorsun annem sen ? Kaç git şuralardan. Yerler annem orda seni. Gel sen benim yanıma. Ama yok illa orda kalıcam diyosan da vampirlere dik gitme. Yoksa kelimenin tam anlamıyla yerler seni. İstemiyorsan kimseye de yardım etme. Sonra sonuçları için gidip kimsenin kötülüğünü istemeyen Elena'ya kızıyorsun.
8- Vee sona biricik "kötü adam" ımız Damon'ı bıraktım. Şimdi bu dizide, diğer kararkterler sevdikleri ile ilgili bişey olup da üzüldüğünde kötü davranınca "acısını böyle dışa vuruyor hiç dokunmayalım" oluyor, ama bunu Damon yapınca "Seni kötü pis vampir öl sen!" oluyor. Bu tutum gerçekten çok sinir bozucu. Bu bölümde, Elena ondan durmasını isteyince duracağını düşünmüştüm. Durmasını istemiştim. Ama Julie her zamanki gibi bu kadar fazla mutluluğu biz Delena'cılara çok gördü. Yine de Elena'nın Damon konusundaki bu kendinden emin tavrı, Delena'nın çok yakında olduğunu bize hatırlatıyor. Biz de 4 sezondur yaptığımız gibi anca bekliyoruz.
--ENDING SPOILERS--
Şimdi "Into The Wild" bölümünden sıpoylır vericiğim.
- Sonunda bizimkiler tedaviyi bulmaya gidiyorlar. Şonunda.
- Yapılan bir açıklamada diziden birinin öleceğini söylemişler. Şahsen duymadım ama Klaus'çuğum olduğu söyleniyor :(((8
- Silas tam bir baş belası olacak. (Mantıklı)
- Bonnie Reyiz daha da güçlenecek
- Rebekah adlı çirkef köken arkadaşla biricik Stefan'ımız.. neyse..
- Bu bölümde Stefan ve Elena tedaviyi bulurlarsa napacaklarıyla ilgili itiraflarda bulunuyolarmış. Sneak peek fragmanını izlediyseniz Elena Damon a soruyor tedaviyi bulunca napacaksın diye. o da varsayımlarla konusmayı sevmem diyor. elena nın yüz ifadesi hayal kırıklıgıydı. sanki git gide damon-elena uzaklasıyor gibi ama bu tamamen benim görüşüm tağbi.
Günün Şarkısı - Song of Day
The National Fanfare of Kadebostany, recently renamed, Kadebostany was founded in 2008 by its charismatic president, Kadebostan.
Determined to develop the local cultural life and to represent the country beyond its borders, the president decides to put together a new orchestra.
In 2011, Kadebostany release its first album Songs from Kadebostany on the Swiss label Mental Groove.
Since then, the band has performed in a variety of festivals and concert halls around the world such as Montreux-Jazz Festival, Mutek-Mexico, Wilde Renate-Berlin, giving more than 100 shows.
Encouraged by this success, Kadebostany is now recording their second album “Pop Collection”. This album consists of the best songs played on the national kadebostanian radio.
Determined to develop the local cultural life and to represent the country beyond its borders, the president decides to put together a new orchestra.
In 2011, Kadebostany release its first album Songs from Kadebostany on the Swiss label Mental Groove.
Since then, the band has performed in a variety of festivals and concert halls around the world such as Montreux-Jazz Festival, Mutek-Mexico, Wilde Renate-Berlin, giving more than 100 shows.
Encouraged by this success, Kadebostany is now recording their second album “Pop Collection”. This album consists of the best songs played on the national kadebostanian radio.
5 Şubat 2013 Salı
Jamiroquai -Simitçi Tabiri ''Jamiryo''
Jamiryo, Jamiroquai isimli grubun yurdum simitçisi tarafından telaffuz ediliş şeklidir. Ses tonuyla arada birden "Jamiryoo" demesi insanı gülme krizine sokabiliyor.
2 Şubat 2013 Cumartesi
The Vampire Diaries 4x13 Promo "Into The Wild"
Shane leads an expedition to a desolate island off the coast of Nova Scotia, where he believes the secret of the cure lies hidden. On the trek to the island's interior, Rebekah and Elena continue their bitter rivalry, Stefan does his best to keep the peace, and Damon accuses Shane of leading them into a trap. Bonnie and Jeremy try to figure out the message of the Hunter's mark, while Shane reveals more of the legend of Silas and the witch Qetsiyah, along with his own personal history. Back in Mystic Falls, Tyler confronts Klaus , and Caroline is caught up in the violence that follows. Michael Allowitz directed the episode written by Caroline Dries (#413).
R.I.P Kol Mikaelson
Kol is dead! :( I hope so much that he will come back with Silas help somehow..
for the song : Birdy - Skinny Love
1 Şubat 2013 Cuma
Bugün günlerden Supernatural
Two brothers follow their father's footsteps as "hunters" fighting evil supernatural beings of many kinds including monsters, demons, and gods that roam the earth. You must watch it :))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)